Bu Adamlara Dikkat Edin.. (fikri Akyüz 17.05.2005 / Internethaber.com)
Kategori: Basında Serdar Tuncer Gösterim: 8290
BU ADAMLARA DİKKAT EDİN..
Türkiye kadar, çelişkilerin iç içe geçtiği, manyaklıkların yüzyüze konumlandığı, eblehlik ve hamakatın sırt sırta verdiği başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum..
Gece olmasaydı gündüzün, gündüz olmasaydı gecenin bir anlam ihtiva etmediğini biliyorum..
Gazozun soğuk; kahvenin ise sıcak olması halinde bir “tat” verdiğini de biliyorum..
Bazı “kişiler” vardır; bu kişilerin belli bir “klişesi” bulunur..
Örneğin; Mustafa Topaloğlu’dan bir Itri bestesi dinleyemezsiniz..
Tıpkı, Neşet Ertaş’tan “Ananı niyolar” isimli bir “ezgi” duyamayacağınız gibi..
Bütün bunlar, “Kanal a” isimli bir televizyon kanalında cumartesi akşamları yayınlanan “Gecede Bir Gün” isimli bir programı izleyince aklıma geldi..
Evet, cumartesi akşamı televizyonda bir “değer” vardı..
Serdar Tuncer isimli, ağırbaşlı (cool değil..), olgun (ağır abi tavırlı değil..) bir adam, şiir okuyordu..
Konukları olan “Halimiz Ahvalimiz” grubunun iki üyesi de aynı “karakteri” taşıyordu..
Sunan kişi, söylenmiyor söylüyordu; konuklar, konuşmuyor konuşturuyordu..
Bir dinleyici olarak ben ise, susuyordum..
Tamam, Ahmed Arif’in “Uy Havar..” şiiri çok güzeldir; ama Serdar Tuncer bu şiiri okuduğunda bir şiirin “azametine” tanık olunuyor..
Tamam, Sezai Karakoç büyük şairdir; ama Serdar Tuncer, Karakoç’tan siir okuduğunda dev şairin şiiri de devleşiyor..
Programda bir de “Halimiz Ahvalimiz” isimli grubun kurucusu iki isim vardı..
Türküleri türkü gibi okudular; “Hırt Müzik” ten, “cılk türkü” seslendirmediler..
Aslında yukarıdaki satırlar, salt adı geçen kişileri övme adına yazılmadı..
“Övme”nin ne kadar önemli olduğunu, yazılarından dolayı yer yer yerilse de çoğunlukla övülen biri olarak çok iyi biliyorum..
Kendi kendine “övünmek” ile “iddialı” olmak arasındaki nüansı da biliyorum..(“Biliyorum..” demenin megalomanlık olmadığını da biliyorum!.)
Ama, insani bir duygu olan “dövünme” hissinin de görülmesini arzu ediyorum..
Türkiye’de elbette “kötü” şeyler de oluyor; özelde televizyon genelde medyada elbette kötü şeyler de gösteriliyor..
Ancak, Türkiye’de “iyi ve güzel” şeyler de oluyor ve özelde televizyon genelde medyada iyi ve güzel şeyler de oluyor..
Tabii ki, iyi şeylerin olması, kötü şeyleri görmemize engel olmamalıdır..
Bununla birlikte, kötü şeylere iltifat etmekten kaçınmalı; iyi şeyleri taltif etmekten imtina etmemeliyiz..
Evet, televizyonda “Lo lo lo” isimli güzide (!) şarkı çaldığında “hoplayan” da var..
Ama Musa Eroğlu’dan “Telli Turnam” isimli türkü ile Yusuf Nalkesen’den “Nar Tanem” isimli şarkı dinleyip “gönül teli titreyen” de var..
Fikri Akyüz
İnternethaber.com
12. 09.2005