Dünyayı Doğu ve Batı'yı bilenler değiştirir (Yeni Şafak 10 Ocak 2007)
Kategori: Basında Serdar Tuncer Gösterim: 6760
Toplumların kültürel dokusunda iz bırakan dönüşümlerin öncülüğünü, sözün gücünü bilenlerin çevresinde odaklanan düşünce hareketleri yaparlar. Hayatı dönüştüren düşüncenin tohumları, onların elinde meyva veren ağaçlara dönüşürler. Sözün ustalarının elinde tohumlar ağaç, ağaçlar orman olurlar. Bütün boyutlarıyla dar bir çevrede, tartışılıp benimsenmeyen bir düşünce, geniş bir çevre tarafından benimsenmez.
Avrupa'dan esen rüzgarlarla Doğu'nun Batı'ya öykünmesi, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda büyük bir yoksullaşmaya yol açtı. Doğu'nun kutsal değerlerinin, Batı'nın seküler değerlerini yargılayıp içselleştirmesi gerekirken, süreç tam tersine döndü. Bütün dünyada kutsal alan, seküler alanın işgaline uğradı. Bilimin her alanında belirleyicilik, kutsal değerlerden, seküler değerlere geçerek, bilginin hiyerarşisi bütünüyle altüst oldu.
Hafta sonunda, şiir ve müzik sevdalısı Serdar Tuncer'in Kanal a'da hazırlayıp sunduğu “Gecede Bir Gün” programında, şiirden yola çıkarak, Türkiye'nin “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” verilen Sezai Karakoç'un “Anadolu insanının düşünce ve sanat dünyasındaki yer ve önemini” konuştuk. Anadolu'nun sesi Recai Ağababa ve saz arkadaşlarının türküleri ve Tuncer'in Sezai Karakoç, Erdem Bayazıt ve İsmet Özel'den okuduğu şiirlerin eşliğinde, Doğu ile Batı'nın birbirleriyle hesaplaşma sürecinin kazandığı yeni boyutları tartıştık.
Karakoç'un “Masal” isimli şiirinde, geçerliliğini her zaman koruyan simgesel bir dille anlattığı gibi: Doğu'nun bilgi hikmete dayanan değişmeyen değerleri karşısında Batı'nın bilim ve teknolojiye dayanan değerleri, güneşin yanındaki ay gibi, aydınlatma ve değiştirme güçlerini yitireceklerdir. Metafizik alanda, fizik alanının model ve yöntemlerinin uygulanması mümkün değildir. Metafizik alanın değerleri, fizik alanın değerlerinden bağımsızdır. Fizik alanın değerleriyle metafizik alanın değerleri yargılanılamaz.
Fizik değerler metafizik değerleri değil, metafizik değerler fizik değerleri geçersiz kılarlar. Doğu'nun kaynaklarına dayanan Batı'nın öncülüğünü yaptığı aydınlanma hareketiyle, bilimler, küçük bir azınlığın yönlendirmesiyle, kutsal değerlerden bütünüyle arındırılmıştır. Batı dünyasının, bütün insanlığa yaptığı en büyük kötülük, kutsal değerlere karşı seküler değerleri yeni bir din, yeni bir inanç olarak benimsemesi ve misyonerliğini yapmasıdır.
Sekülerleşme insanların kutsal alanla bağlarını kopararak, onları yalnız kalabalıklara dönüştürmüştür. Metafizik dünyanın kapılarını kapatarak insanların fizik dünyaya tutsak edilmesi, onların özgürlükleriyle birlikte doğurganlıklarını da yok etmiştir. Sekülerleşmenin misyonerliğini yapanlar, onun özgürlük düşmanı tutsakları olmuşlardır.
Bilim ve teknolojinin verilerini, bütüncü bir dünya görüşü içinde, yerli yerine oturtamayan seküler insanın elinde, herşey bir ateş topuna dönüşmektedir.
Seküler kültürün, kutsal kültürün yerini doldurması mümkün değildir.
Doğu ve Batı'yı bilenler, kutsal kültürü, seküler kültürün bir dipnotu olmaktan kurtaracaklardır.
Batı'dan bir Doğu çıkmaz, Doğu'dan bin Batı çıkar.
Batı Doğu'yu değil, Doğu Batı'yı yapısında taşır.
Hiçbir silah ruhu öldüremez.
Ersin Nazif Gürdoğan