Hayat sürekli hicrettir (Yenişafak - 10 Şubat 2008)
Kategori: Basında Serdar Tuncer Gösterim: 6262
Dağın dağa kavuşmadığı, ancak insanın insana kavuştuğu bir dünyada, bütün insanlık bir seçim yapma sorunuyla karşı karşıyadır. Artık seçim yapma zorunluğu, sağ kültürle sol kültür arasında değildir. Yeni yüzyılda, herkes kutsal kültürle seküler kültür arasında bir seçim yapmak zorundadır. Din savaşlarının toplumda büyük sarsıntılara yol açtığı Avrupa ülkelerinde, insanların tercihlerini seküler kültürden yana yapmaları istenmektedir.
Sınırlı seküler kültürün, sınırsız kutsal kültürün yerini doldurması mümkün değildir. Bunun için, insanlığın geleceği geçmişinden daha parlak olmayacaktır. Aklın sınırlarını aşma riskini göze alamayan seküler kültürün misyonerleri, ateş çemberiyle kuşatılmış bir akrep gibi, kendileriyle birlikte bütün insanlığı da, intihara sürüklemektedirler. Dünyayı toz duman bulutuna çevirebilecek nükleer silahlarla, insanlığı kuşatan seküler kültürün dehşet çemberi, daralmaya devam etmektedir.
Hafta içinde her gün, sohbet ile şiiri uyum ve düzen içinde harmanlayan Serdar Tuncer'in Radyo 15'te hazırlayıp sunduğu “Değirmen” programına katıldım. Tuncer'in, ismi Cahit Zarifoğlu'nun “Bir Değirmendir Bu Dünya” kitabını çağrıştıran programında, bir değirmen gibi, insanı öğüten seküler dünya kültüründen kutsal ötedünya kültürüne hicret etmenin yol ve yöntemlerini konuştuk.
İnançsız bir dünyanın misyonerliğini yapan Batı ülkeleri, yıllar önce Albert Camus'nün dediğine benzer biçimde söylenirse, “ya kutsal kültürün paha biçilmez hazinelerini keşfedecekler ya da seküler kültürün giderek daralan çemberi içinde, toptan intihar edeceklerdir”. Kim ne derse desin, seküler kültürün egemen olduğu dünyanın her köşesinden çığlık sesleri yükselmektedir. Kutsal kültürle bağlarını bütünüyle koparan dünya, hicret etmeyi başaramazsa, yeni bir Nuh Tufanı ile karşılaşacaktır.
Yeni bir Nuh Tufanı'na davetiye çıkarmamak için, bütün dünyanın seküler kültürden kutsal kültüre hicret etmesi gerekir. Bütün insanlığı kurtaracak Nuh'un Gemisi, seküler kültürün sığ sularında değil, kutsal kültürün derin denizlerindedir. Kutsal kültürün derin denizleri ile seküler kültürün sığ suları arasında aşılması gereken büyük sıradağlar vardır.
İki kültürü birbirinden ayıran sıradağları aşmak için, seküler kültürün değişen doğrularından daha çok kutsal kültürün değişmeyen doğrularına ihtiyaç vardır.
Kutsal kültürün odak noktasında sürekli hicret olgusu yer alır. Hayatın yaşanır kılınabilmesi, herkesin, sürekli hicretini sağladığı gücün bilincinde olmasına bağlıdır.
Bütün insanlık, kötülüklerden iyiliklere, kötümserliklerden iyimserliklere, açgözlülüklerden tokgözlülüklere hicret etmeyi öğrenmelidir.
Hayatın bir alanında yoğunlaşmak, diğer alanlardaki gelişmeleri önler.
Hayat sürekli hicretle yenilenir.
Yitirilen Cennet hicretle bulunur.
Ersin Nazif Gürdoğan / Yenişafak
10 Şubat 2008