Tasavvuf had bilmektir, şiir hudutları zorlamak (Milli Gazete Röportaj 16 Ocak 2008)
Kategori: Basında Serdar Tuncer
Selçuk Küpçük'ün röportajı
Mevcut şiir albümlerinin neredeyse tamamı müzikal altyapıyı öne çıkartan bir saund sunuyor. Oysa sizin çalışmanızda şiir/söz öncelenmiş. Bu konuda neler söylersiniz?
-Şiir tariflerinden hareketle bu soruyu cevaplamak lazım galiba. Yüzlerce cevabı var şiir nedir sorusunun. Baudlauire albatrosun kanatlarında arar kafiyeyi, Şeyh Sadi güllerin yağında bulur, Schiller arslanların arasına atılan bir eldivende berraklaştırır fikrini, Mevlana kafiye düşündüğü sıra sevgilisinin ‘yüzümden başka bir şey düşünme’ ihtarıyla yaklaşır şiir hakikatine v.s. Her şair kendi şiirini tarif eder aslında, kimisi poetikleştirecek çapta, kimisi bir kaç cümle ile… Son noktada ise Peygamber Efendimizin “şiir hikmettir” ifadesiyle karşılaşıyoruz. Şimdi, herhangi bir şiiri okurken onu altyapı, aralarda şarkı gibi unsurlarla destekleyebilirsiniz. İç ahenginin –musikisinin- tamamlanması, işin popülerleşmesi manasına, ama hikmet okurken başka… Allah dostlarının şiirleri hikmet tarifine en fazla yaklaşanlar olmak itibariyle bir iç ahenk taşıyorlar zaten. Makyaja ihtiyaçları yok. Bundan dolayı, alt yapıyı sade tutarak, sizin ifade edişinizle şiiri önceleme ihtiyacı hissettik. Galiba hem farklı hem de iyi oldu böylesi.
Son Güncelleme: Salı, 07 Ağustos 2012 02:51
Gösterim: 7156
Devamını oku: Tasavvuf had bilmektir, şiir hudutları zorlamak (Milli Gazete Röportaj 16 Ocak 2008)
Dünyayı Doğu ve Batı'yı bilenler değiştirir (Yeni Şafak 10 Ocak 2007)
Kategori: Basında Serdar Tuncer
Toplumların kültürel dokusunda iz bırakan dönüşümlerin öncülüğünü, sözün gücünü bilenlerin çevresinde odaklanan düşünce hareketleri yaparlar. Hayatı dönüştüren düşüncenin tohumları, onların elinde meyva veren ağaçlara dönüşürler. Sözün ustalarının elinde tohumlar ağaç, ağaçlar orman olurlar. Bütün boyutlarıyla dar bir çevrede, tartışılıp benimsenmeyen bir düşünce, geniş bir çevre tarafından benimsenmez.
Avrupa'dan esen rüzgarlarla Doğu'nun Batı'ya öykünmesi, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda büyük bir yoksullaşmaya yol açtı. Doğu'nun kutsal değerlerinin, Batı'nın seküler değerlerini yargılayıp içselleştirmesi gerekirken, süreç tam tersine döndü. Bütün dünyada kutsal alan, seküler alanın işgaline uğradı. Bilimin her alanında belirleyicilik, kutsal değerlerden, seküler değerlere geçerek, bilginin hiyerarşisi bütünüyle altüst oldu.
Hafta sonunda, şiir ve müzik sevdalısı Serdar Tuncer'in Kanal a'da hazırlayıp sunduğu “Gecede Bir Gün” programında, şiirden yola çıkarak, Türkiye'nin “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” verilen Sezai Karakoç'un “Anadolu insanının düşünce ve sanat dünyasındaki yer ve önemini” konuştuk. Anadolu'nun sesi Recai Ağababa ve saz arkadaşlarının türküleri ve Tuncer'in Sezai Karakoç, Erdem Bayazıt ve İsmet Özel'den okuduğu şiirlerin eşliğinde, Doğu ile Batı'nın birbirleriyle hesaplaşma sürecinin kazandığı yeni boyutları tartıştık.
Son Güncelleme: Salı, 07 Ağustos 2012 02:51
Gösterim: 6761
Devamını oku: Dünyayı Doğu ve Batı'yı bilenler değiştirir (Yeni Şafak 10 Ocak 2007)
TYB, ödüllerini esirgemedi (Milli Gazete / 2 Ocak 2006)
Kategori: Basında Serdar Tuncer
''Yılın yazar, fikir adamı ve sanatçıları ödülleri''ni açıklayan Türkiye Yazarlar Birliği, 2005’te yayınlanan eserleri değerlendirdi. Şiirde Celal Fedai, hikayede Necip Tosun, romanda Metin Savaş’a ödül veren TYB’den bir ödül de TV5’e gitti. Üstün Hizmet ödülü ise İsmet Özel, Prof. Dr. Kemal Karpat ve Niyazi Sayın'a verilecek.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin 2005 yılı, ''Yılın yazar, fikir adamı ve sanatçıları ödülleri'' açıklandı. Türkiye Yazarlar Birliği Yakup Deliömeroğlu, birliğin Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, ödül alanları ödül sahiplerini açıkladı ve 2005 yılını değerlendirdi.
Son Güncelleme: Salı, 07 Ağustos 2012 02:51
Gösterim: 7142
Devamını oku: TYB, ödüllerini esirgemedi (Milli Gazete / 2 Ocak 2006)